17 Ekim 2013 Perşembe

Bülent Ecevit Sözleri ve Şiirleri

--- Özgürlüğü yitirdik dostlar
Ardından bir çift sözüm var.
Havaya benzerdi biraz varlığı duyulmazdı yokluğu dayanılmaz
Bir seyirlik oyun saydık devleti
Bıraktık oyuncuların eline
Düdük çaldı, oyun bitti
" Haydi" dendi
"Herkes evine"
Yok artık dostlar ağlamanın yararı
Ellerimizle kazıldı özgürlüğün mezarı
Kendimizi gömdük içine...

---- Biz Demirellerden, Türkeşlerden milliyetçilik dersi almayız.
Sevgili kardeşlerim;
Biz milliyetçiliği; sokak duvarlarına değil,
Kıbrısın topraklarına,
Egenin deniz yataklarına yazmışız,
Biz milliyetçiliği batı anadolunun haşhaş tarlasına yazmışız


---- Bir söz tek başına ne seçim kazandırır ne seçim kaybettirir. Ama bir sözden dönmek bir partiye çok şey kaybettirir.

---- İfade özgürlüğüm üzerindeki kısıtlamalar sürdüğü müddetçe her yerde kendimi hapiste hissedeceğim. Türkiye'nin geleceğinden umutluyum çünkü Türk halkının çoğunluğunun güvenlik için özgürlüğünden vazgeçmeye niyetli olmadığını biliyorum.

----- Özgürlük ve demokrasi istenci bütün engelleri yıkabilir, tıpkı narin çimenlerin yalçın kayaları deldiği gibi...
Elele Büyüttük Sevgiyi

Birlikte öğrendik seninle
avcumuzda yüreği çarpan
kuşa sevgiyi

elele duyduk kumsalda denizin
milyon yılda yonttuğu
taşa sevgiyi

tırtılları tanıdık seninle baharda
tırtılken daha sevmeyi öğrendik
sevgiden üreyen kelebeği

toprağı evimiz gibi sevdik seninle
birlikte sevdik kuru toprakta
ev küren köstebeği

köstebeğinden toprağına taşına
tırtılından kelebeğine kuşuna
elele sevdik bu dünyayı

acısıyla sevinciyle sevdik
yazıyla kışıyla sevdik
köy-köy ülke-ülke

gökler gibi sardı dünyayı
yağmur gibi sızdı dünyaya
dünya kadar oldu sevgimiz

elele büyütüp elele derdik
elele derip insana verdik
verdikçe çoğalan sevgimizi
Bülent Ecevit

---- Bir insan için en önemli şey beyniyle özgür olmasıdır. Dışarı da bir mahpus gibi yaşamaktansa içeride özgür bir insan olacağım. Bu bir tercih meselesidir.Umarım Allah bana hep bu tercihi yapacak gücü verir.

----" Fikrin korkusuz olduğu ve başın dik tutulduğu yerde
Bilginin serbest olduğu ve dünyanın özel duvarlarla dar bölmelere ayrılmadığı yerde
Sözcüklerin, doğruluğun derinliğinden meydana çıktığı yerde
Berrak aklın nehrinin, ölmüş adetlerin hazin çölünde yolunu kaybetmediği yerde
Zekanın sürekli olarak genişleyen fikir ve fiile senin tarafından sevk edildiği yerde
Tanrım, sen benim memleketimi, işte bu özgürlük cennetinde uyandır." R. Togore "Gitanjali" Ceviri: Bülent Ecevit

--- Aslında sorun, CHP'yi eski yörüngesine veya yeni yörüngesine oturtma sorunun da ötesindedir. Hatta sorun 'ya ben, ya Bülent' sorununun da ötesindedir. Tekrar söylüyorum, asıl öncelikle ölçülmesi gereken şudur: CHP'de buyruk mu işleyecek, hukuk mu işleyecektir? Buna karar vereceğiz. (...) Daha açık söylüyorum, vereceğiniz karar şudur: Demokratik bir partinin kanunlara saygılı özgür üyeleri mi olacağız, kapıkulları mı olacağız. Karar sizindir. (1972 de İnönü'yü deviren konuşma)

--- Göçmen
sevdiklerimin basinda bir bilmedigim
gormedigim ozlemedigim ozlediklerimin basinda

yurdum olmadan siladayim
kimsem olmeden yasta
yollarda gozledigim ne
mektuplarda bekledigim ne

nereden surmusler beni buralar nere
buralar nere, buralar nere

bir bildigim olmali, bilmez olmusum
bir derdim olmali, gulmez olmusum
buralara konmus gocmen olmusum
bir derdim olmali, gulmez olmusum

----
Türk - Yunan Şiiri
sıla derdine düşünce anlarsın
yunanlıyla kardeş olduğunu
bir rum şarkısı duyunca gör
gurbet elde istanbul çocuğunu

türkçenin ferah gönlünce küfretmişiz
olmuşuz kanlı bıçaklı
yine de bir sevgidir içimizde
böyle barış günlerinde saklı

bir soyun kanı olmasın varsın
damarlarımızda akan kan
içimizde şu deli rüzgâr
bir havadan

Bu yağmurla cömert
bu güneşle sıcak
gönlümüzden bahar dolusu kopan
iyilikler kucak kucak

bu sudan bu tattandır ikimizde de günah
bütün içkiler gibi zararı kadar leziz
bir iklimin meyvasından sızdırılmış
bir içkidir kötülüklerimiz

aramızda bir mavi büyü
bir sıcak deniz
kıyılarında birbirinden güzel
iki milletiz

bizimle dirilecek bir gün
Ege'nin altın çağı
yanıp yarının ateşinden
eskinin ocağı

önce bir kahkaha çalınır kulağına
sonra rum şiveli türkçeler
o Boğaz'dan söz eder
sen rakıyı hatırlarsın

Yunanlıyla kardeş olduğunu
sıla derdine düşünce anlarsın

Londra, 1947

16 Ekim 2013 Çarşamba

Azınlık Bir Zümrenin Partisi: MHP

              Ben MHP'nin son 10 yilini takip ettim. Mhp maalesef hiçbir zaman kitle partisi olmadı olamadı. Her zaman azınlık bir zümreye hitap etti. Her zaman uslubu sert ve uzlaşmaz bir yapıya sahip. Bu tavırları ve duruşu bu zümrenin partiye bağlılığını sabit tuttu fakat kitleye hitap edemediği içinde hiçbir zaman iktidar alternatifi olamadı. Bugun şahsi adıma soyluyorum ben MHP'yi her zaman mecliste görmek isterim. Ama gel gelelim maksimum %15 oy potansiyeliyle görmek isterim. Bunun nedenine de gelirsek. Bu görüşleri savunacak dik duracak birilerine ihtiyacımız var çünkü siyasi ortam suan çok bulanık. Bunların dışında MHP, kürt politikası dışında herhangi bir söylemi olmayan herhangi bir eğitim, sağlık ekonomi modeli olmayan siyaset üretemeyen ve çok dar konular hariç muhalif olamayan bir parti haline geldi. MHP'de Devlet Bahçeli ve Oktay Vural'dan baska tanıdığınız bildiginiz bir simâ var mi ? Benim yok. Sn. Bahçeli'yi gurup toplantısında, Oktay Vural'i da meclis basın odasında yada az da olsa TV'de görüyoruz.
                Milliyetçi Hareket Partisi için gerekli olan şey köklü değişiklik. Partinin en tepesinden tabanına kadar değişmeli yenilenmeli.1969 yılında Alp Arslan Türkeş'in kurduğu bu parti günümüzün taleplerini karşılıyamamaktadır. MHP'nin yeni yüzlere ihtiyacı var Mhp'nin gençlere ihtiyacı var Mhp'nin güçlü bir kadin kollarına ihtiyacı var. Bu parti artık bir azınlık partisi değil bir kitle partisi olması gerekiyor. Ülke geneline hitap etmeli, muhalefeti her alanda gerçekleştirmeli ve muhalif olduğu konulara akla mantığa uygun çözümler sunması gerekiyor. Ve son olarak da son zamanlarda beğendiğim Devlet Bahçeli'nin bir sözünü paylaşmak isterim:  "Bir gün iktidardan ayrıldığın dönemde, MHP'ye iktidar nasip olursa, nerede ikamet edersen et onun 25-30 metre karşısına `Ne Mutlu Türküm Diyene' yazmazsam namerdim. Okula giden çocuklara, evinin önünde andımızı okutmazsam namerdim. Bunların alayının hesabını sormazsam namerdim." Devlet Bahçeli